Zamanı bükmek...

Zamanı bükmek mi...
Zamanla bükülmek mi...
İkincisi birinci , birincisi ikinci sırada ...

Önce zamana tâbisin...doğrusal zamana...
Tüm doğal yasaların uygulanış tedrisatından nasibini alarak yürürsün hayatın içinde.
Buraya kadar herşey "normaldir".
...
Taa ki bi gün kendi halinde çimenlerde otururken, tepene elmalar yağmaya başlayana kadar... O andan itibaren değil gökyüzünu, ağacı bile görecek mecalin kalmaz.... sonra bir ara yağmur diner.
Piknik,miknik...Elmaları yemeye hatta hayallenmeye bile başlarsın...İşte o sırada doğal yasaları keşfin de başlar.
Tam anladığını düşunürken yanındaki der ki "Biliyor musun komşu gezegende yerçekimi yokmuş. Hiç gece olmuyormuş ama aslında güneş de yokmuş, ayrıca otuz yıl bir saniye sürüyormuş."
Normal bişey duyuyor edasıyla bakarsın ama ...."Hay allah... bu, adam da normal gibi duruyordu ama" ....diye geçirirsin içinden...yok artık...daha neler"....diye kalkar...düşüne düşüne yürümeye başlarsın. Bir bakarsın yol bitmiş.. güneş batmış...akşam olmuş....
1.perdenin sonu...

Sabah kalkarsın gerine gerine...
Aklın yan komşuda, yani komsu gezegende. Başlarsın tırmalamaya...olabilir mi sahiden???... Nası ya??? ...
Birden uçmaya başlar düşünce balonları...replik bulutları...o kadar çokturlar ki 60 kiloluk seni bile uçurmayı başarırlar..hafifce için gıcıklanır...bir hafiflik... bulutlardasın.... zaman yok... ışımaya başlarsın....evren dürülür...sen yaşamaya devam edersin... Sonsuzluk...
Kapı çalar ... kapıcı "Abla ekşimaya kalmamış kepekli aldım."
Perde kapanır.

Işıl
Tesvikiye
Nisan2020

Not:
zamanı eğip bükmeyi* başarana kadar, muhabbetiyle  idare edin diyerekten...:))))

Yorumlar

Popüler Yayınlar