Hayat sadeleşirken...

Hayat sadeleşirken...

Denklemlerimize yeniden bakıp
sadeleştirerek elimizde kalanın ne olduğunu da bir bilebilsek..

Hayat bir dengeler manzumesi....
Nefesini vermeden yenisini alamazsın...ama kazağını vermeden yenisini alabilirsin...Ciğerinin kapasitesi belli ama dolabın dolaplar olabilir, odan odalar olabilir, evin evler olabilir...ama marsa gitmedikçe dünyayla sınırlısın.

O zaman dön geri, ver nefesini ve diğerlerini....


O zaman dön başa...

Hayattan neler aldın, aldıklarını neye dönüştürüp geri verdin?
Mesela kitap aldın, felsefe verdin...çamur aldın heykel verdin, un aldın ekmek verdin,
Kalem aldın fikir verdin....

Tabii ki bu kadar net ve basit değil, tabii ki daha sofistike hayat...

İnsan denen yaratımın
varlık sebebi metamorfoz.

Varlığının en temel fonksiyonu bu dünyadan aldığın herşeyi kendi içinden geçirip dönüştürmek..
Senin duygu, akıl, fikir sahibi olmanın sebebi, dönüşecek her nüveyi dışına aktarırken o katalizörlere muhtaç olman.
...
Bir bebeğin zerreden insana dönüşümü annenin içinde gerçeklesirken bu ne kadar doğa kanunuysa, yediklerini dışkılaman ne kadar doğa kanunuysa, okuduğunu, dinlediğini, gördüğünü, duyduğunu dışarı verirken gerçekleşmesi gereken dönüşüm süreci de o kadar doğa kanunu...

Diyeceğim o ki sen bir meta değilsin, sen bir makine değilsin..Sen öyle biricik bir varoluş ögesisin ki senden neş vü nema bulacak herşey de biricik...O yüzden değerlisin ve aslında o yüzden aldığını vermekle mükellefsin ama aldığin haliyle değil, bilginin senden geçmiş haliyle....

O yüzden kazak alma...
Hatta ah, vebal, rüşvet falan hiç alma...nerden nasıl çıkar bilemezsin....
Bilgi al, fikir al, sevgi, saygı al, dua al, hatta ilham al, teşekkür al, gülücük al....
Ki seni ona katıp verebilesin...

Işıl
Tesvikiye
Nisan 2020



https://www.blogger.com/blogger.g?blogID=4786660012065480612#draftposts

Yorumlar

Popüler Yayınlar