Şu aralar 'zaman öldürmek' te zorlanıyor musun...
Şu aralar 'zaman öldürmek' te zorlanıyor musun...
Ya da 'Vakit geçirmek' te....
Kurtulmak istiyorsan, 'öldürmen' lazım tabii ama zor kullanmayı seven bi tip değilsen 'geçiştirip' başından atmakla da yetinebilirsin...
Ya da zamanı 'eğlenceli' geçirebilirsin...bol bulduysan...
biraz da hovardaysan..
'Zamanı değerlendirdiğini' söyleyenler de var bu arada ki onlar, zamana tepeden bakanlar... kibirliler ona değer katabileceklerini düşünecek kadar... Zamanın mutlak değerinden habersiz..
İçlerinde en kendinden emin olanlarsa 'muktedirler' yani 'zaman yönetimi' yapanlar.
Ama benim favorim rekabetci karakterler. Yani 'zamanla yarışanlar.'
Bu arada 'zamanı yiyecek' kadar obur olanları hiç hesaba katmıyorum...onlara önerim süreci kısa tutsunlar... Uzadıkça sindirmekte zorlanılacağından emin olabilirsin...
Bu arada aklıma gelmişken mesela; 'Parayı harcadığında' az çok karşılığını aldığın bir alışveriş...Ama
'zamanı harcadığında' boşa giden, umutlarındır büyük oranda.
Amaaa...zamana kesinlikle yapılmaması gereken, ne biliyor musun, onu kovalamak kiii.... bunu yaptığında emin ol daha hızlı kaçıyor ellerinden...
Diyeceğim o ki naçizane...
Onu misafir et..
İtinayla ağırla ama İsrar etme kalmaz..
Dua et seni kıymetli bulsun. İşte o zaman sana açılma ihtimali var... an be an katman, katman.... İçinden yepyeni...taptaze... neş'e..çoşku...mutluluk dolu anlar doğurarak...
O nasıldır anlatayım.
Bir kere geniş zamandır...
Geniş zamanlar öyle her eve sığmaz onlar için küçüklük, büyüklük farketmemekle birlikte..
Ama kendileriyle meşgul olunsun, yaratımla hemhal felsefeye meyyal olunsun isterler...
Bir kere öncelikle, üzerine düşmeyeceksin ama görmezden de gelmeyeceksın. Varlığını bileceksin, önünde düğmeni ilikleyeceksin ama yalakalık da etmeyeceksin.
Beklemeyı bileceksın...Sana kendi isteğiyle gelsin...O zaman dost olmak daha muhtemel...
Paradoks sever. Dikteye gelmez. Zorlarsan deja-vu restini, kandirmaya kalkarsan alzheimer riskini göze almalısın...Öyle hakimdir ki oyuna....yaptıklarından aptalın şaşar...anla ki çözebilesin...Oyunun sonundan girip herkesi dümdüz ettiği, gözden kaçırmak istediğini saklayıp oyuna fesat karıştırdığı ama tam tersi sen saklamak istediğinde herkesin gözüne sokmayı uygun görüp oyuncuları tepe sersemi ettiği durumların hatrını saymadan edemeyeceğim...
Dedim ya dost olmalısın... o zaman şefkatini senden esirgemeyecektir.
Ve en güzeli; ılık gölgeleri vardır o geniş zamanların... kuytu, sakin....
İşte o gölgeler yüzüne vurduğunda zamanın bereketinden payına düşenı alacağını garanti ederim...
Işıl
Tesvikiye
Nisan '20
Ya da 'Vakit geçirmek' te....
Kurtulmak istiyorsan, 'öldürmen' lazım tabii ama zor kullanmayı seven bi tip değilsen 'geçiştirip' başından atmakla da yetinebilirsin...
Ya da zamanı 'eğlenceli' geçirebilirsin...bol bulduysan...
biraz da hovardaysan..
'Zamanı değerlendirdiğini' söyleyenler de var bu arada ki onlar, zamana tepeden bakanlar... kibirliler ona değer katabileceklerini düşünecek kadar... Zamanın mutlak değerinden habersiz..
İçlerinde en kendinden emin olanlarsa 'muktedirler' yani 'zaman yönetimi' yapanlar.
Ama benim favorim rekabetci karakterler. Yani 'zamanla yarışanlar.'
Bu arada 'zamanı yiyecek' kadar obur olanları hiç hesaba katmıyorum...onlara önerim süreci kısa tutsunlar... Uzadıkça sindirmekte zorlanılacağından emin olabilirsin...
Bu arada aklıma gelmişken mesela; 'Parayı harcadığında' az çok karşılığını aldığın bir alışveriş...Ama
'zamanı harcadığında' boşa giden, umutlarındır büyük oranda.
Amaaa...zamana kesinlikle yapılmaması gereken, ne biliyor musun, onu kovalamak kiii.... bunu yaptığında emin ol daha hızlı kaçıyor ellerinden...
Diyeceğim o ki naçizane...
Onu misafir et..
İtinayla ağırla ama İsrar etme kalmaz..
Dua et seni kıymetli bulsun. İşte o zaman sana açılma ihtimali var... an be an katman, katman.... İçinden yepyeni...taptaze... neş'e..çoşku...mutluluk dolu anlar doğurarak...
O nasıldır anlatayım.
Bir kere geniş zamandır...
Geniş zamanlar öyle her eve sığmaz onlar için küçüklük, büyüklük farketmemekle birlikte..
Ama kendileriyle meşgul olunsun, yaratımla hemhal felsefeye meyyal olunsun isterler...
Bir kere öncelikle, üzerine düşmeyeceksin ama görmezden de gelmeyeceksın. Varlığını bileceksin, önünde düğmeni ilikleyeceksin ama yalakalık da etmeyeceksin.
Beklemeyı bileceksın...Sana kendi isteğiyle gelsin...O zaman dost olmak daha muhtemel...
Paradoks sever. Dikteye gelmez. Zorlarsan deja-vu restini, kandirmaya kalkarsan alzheimer riskini göze almalısın...Öyle hakimdir ki oyuna....yaptıklarından aptalın şaşar...anla ki çözebilesin...Oyunun sonundan girip herkesi dümdüz ettiği, gözden kaçırmak istediğini saklayıp oyuna fesat karıştırdığı ama tam tersi sen saklamak istediğinde herkesin gözüne sokmayı uygun görüp oyuncuları tepe sersemi ettiği durumların hatrını saymadan edemeyeceğim...
Dedim ya dost olmalısın... o zaman şefkatini senden esirgemeyecektir.
Ve en güzeli; ılık gölgeleri vardır o geniş zamanların... kuytu, sakin....
İşte o gölgeler yüzüne vurduğunda zamanın bereketinden payına düşenı alacağını garanti ederim...
Işıl
Tesvikiye
Nisan '20
Yorumlar
Yorum Gönder