İnsan niye dialog kurar...

İnsan niye dialog kurar?

Yunancada logos; söz, kelam; Dia; vasıta, geçiş...
Dialog bu iki sözcüğün bir araya gelişi.

Kişiler arasında iletilen söz...

Hadi iki kelam edelim kabilinden de yaşanabilir dialog.
Gerçi o durum kelamın iki kişi arasındaki geçişiyle değil söylenenlerin sayıca çokluğuyla ilgilidir ekseriya:)))

Aslına bakarsan sözü sahiden iletişmek için sarfetmek pek rağbet görmüyor şu aralar...

Söz sarfetmenin altında yatan itilim genellikle sözün zamanı da peşinden sürüyerek boşluğa atılması oluyor büyük ölçüde, harcanan imkan ve ihtimalle birlikte...

Ama dedim ya tüketmek daha aksiyonel bunun için sanılıyor ki fonksiyonel halbuki tamamiyle görsel...dostlar alışverişte görsün neviinden ...
Yani iş görüyor mu? Kesinlikle:)))

Halbuki, söz kadim. Önce o vardı ya hani...Sırf bu yüzden dinlenilesi...

En çaresiz zamanlarımızda değil miydi o "lal olmak", aslında belki de en dolaysız bağlantıya kapı açan...
belki de "sözün bittiği yer" de kalakaldığını sandığın an açılacak olan...

Ama o söz var ki, hani o, gözünden sakınacağın... en kıymetlin...ilk varoluştaki çığlığın...itinayla sarıp sarmalayıp, muhatabına sunacağın...
Bu varoluş zemini oluşurken, erken kalkıp yol aldıysa, sahneden çıkma zamanı da yaklaşmıştır belki...Kimbilir...

Artık neredeyse tükenmekte olan dialog imkanlarımız bir ağıt belki de yakamadığımız...
Tüm zamanlara, tüm hallerimize, hal-i pürmelâlimize...

Öyle ya madem, değil beyinsel iletişim kurmak, daha söze hakkını veremiyoruz, onun olmadığı yerde birbirimizle halleşmek için koklaşmaya da dönebiliriz...konuşmak yerine...
Dialogdan diakoka mutasyon yoluyla geçiş...:))) Yaaa tamam işte... oldu bu iş...:)))

Dolaysız, yalansız...

Hikmetinden sual de olunmaz hem...

Işıl
Haziran '20
Teşvikiye

http://malumgunlukler.blogspot.com.tr

Yorumlar

Popüler Yayınlar