Ayna ayna söyle ona...

Herkes birbirinin aynasından yansıyor ya...

Benim ayna maazallah yamuksa, sen de yamuluyorsun.

Benden gelen ses, senin örs çekiç üzengi düzeneğinden geçerken örselenip formu bozuluyor.

"Anlattığın karşındakinin anlayabildiği kadardır" derler ya...
Burada külliyen yalan...

Öncelikle söze, trapezle atlamayı ögretmelisin. İnan...

Çünkü burada sözkonusu olan
anlamak değil, geleni göğüsleyip, şöyle voleli bi şuta çevirmek, el an...

Gerçi göğüslemek için bile gelenin sana dokunması lazım...
Oysa bize, değil dokunmak, gelenin rüzgarı değse ürperiyoruz...
Ne kadar hassasız di mi...sorma:))
Reseptör zengini miyiz neyiz?
Yoksa duyargalarımız mı gelmişmiş...
Önyargılarımız desem???...
Yooo... haşâ...
Gelişkin olan frontal lobumuz...
Löp-löp...
Empatikiz yaniii...
Tabii tabiii hemen seziyoruz..algımız açık ya...o bakımdan....:)))

Zaten biz leb demeden leblebiyi anlayan ırkız...O yüzden dokundursunlar sıkıyorsa...Bak nasıl oturturuz...

Varsayımlarımız da ispatlanmaya hazır teori düzeyinde bilimsel içerik ve dahî niteliktedir.(dâhî değil. Yani 'a' kısa okunandan)

Mesela çok iyi 'niyet' okuruz.
(Önceki satırdaki gibi.)
Çok okumamıza gerek yok. 'İyi niyet' okumamıza da zaman... Zaten iyi okuruz, pratiğimiz o yönde..
Ama nedense anlaşamıyoruz.
Ama çok iyi
'anlaşıyor' numarası yaparız. Buna mukabil 'çok iyi anlaşmak' için adam bulamayız...
Birbirimize aşağı-yukarı baş sallarken...e tabiii, tabiii...çok doğru..ayynennnn...hiç sıkıntı yoktur..:)))
Hatta bu yetenek "salla başını al maaşını" düzeyine kadar ulaşmış olmakla bizi bizden alıp patronun merhametine emanet eden bir 'artı' değer yaratır ki emekliliğimizin en temel motivasyonlarındandır.
Ama konu dışıdır, o ayrı...

Nihayetinde,

Telekomünikasyon;
'tele' ile eskiden tanışırız diye okey...

Komün;
Yerli versiyonu yani, 'sürüsel' olması şartıyla tabii ki okey...

Komünikasyon;
Fonetik olarak zaten kasıyor...
E bir de bünyemiz kaldırmıyor, alamıyoruz.
Pardon.

Işıl
Eylül '20
Teşvikiye



Yorumlar

Popüler Yayınlar