Fethedenlerden misiniz....

Her milimetrekareyi fethedenlerden misiniz....
Nasıl oluyor o işler bi sorayım dedim...
ustası varsa:))))

Her milimetrekareyi, her metreküpü fethedince ne oluyor...
Nüfuz edince
varlığını mı garantiliyor insan...

Kendinde değil de anca başkasında varolabilmek...
Varolabilmek için başkasının bedenini, ruhunu kullanmak,
Onu kendine aracı etmek...

Oysa fetih, çıkış noktası itibariyle yeni olana açılmak, keşfetmek, anlamak, idrak etmektir...

Günümüz anlayışıyla; Fethetme; içinde hükmetmeyeceğin bir kaleyi kazanma, bereketini sindiremeyeceğin, tarlalarını ekemeyeceğin, tebasını doyuramayacağın toprakları zapt etme harekatı halini aldı, hem de her yolun mübah olduğu bir harekât...ister cebren, ister hileyle gönül çelerek....

E yol da çok haliyle...
Sosyallik var, medyası var, ikisinin
ortaklığı var...
Yani, bastır bastırabildiğin kadar...

Bastığın yeri toprak diyerek geçme...tanı!!! demiş şair... Ama kimsenin, değil bastığı toprağı, kendini tanıyacak vakti olmadığından, aldığı kilometreye bakıyor, koşarken geçtiği tarladan bazen iki domates yürüttüğü de oluyor gerçi ama bi taraftan koşup bi taraftan yemeğe çalışırken üstü başı batıyor farkında değil... hatta manzaranın ve domatesin tadının da...

Fetih için yola çıkılırken
"Gazan muberek olsun" diyerek uğurlanırmış müstakbel fatihler...Gidilen yol amaca gidilen yolmuş...amaç bilgiyi bilgeliği gideceğin topraklara aktarmak, aydınlanmayı tamamlamak olurmuş...Bu arada yağma ve yağmacı hep var bugün olduğu gibi...
Herkesin motivasyonu farklı....bugün..dün....insan aynı insan...

Büyük İskenderin motivasyonu olan, ilk globalleşme deneyimi olarak tezahür eden doğuya yürüyüşle, Fatihinki temelde aynı motivasyon...
İşlevleri edvara matuf...
Ama senin benim, sosyal medya üzerinden yapacağım fetihler ne aynı motivasyonu ne de devirleri değiştirme gücünü taşıyor...
O yüzden boşver bu kadar da kasma canım...

Işıl
Temmuz '20
Teşvikiye