Çağrışımmış

Kuyulara bağırasım falan yok. Bir Gülse Birsel değilim ne olsa... Ben daha çok buradaki varlığımın ispatını pet şişelerden biraz farklı nasıl gerçekleştiririm diye sorarken "yazmam mı  gerek acaba" dedim.

Yazma eylemi??
Eski yazarların imkansızlıklarına mı özensem...Divitler, dolma kalemler, kibrit çöpü kadar kurşun kalemler...
En iyisinden coğrafi - kültürel konumuna bağlı olarak şömineli veya mangallı bi' evin ateşe yakın bölümünde yün hırka veya şala sarınıp yazarken romantizm ve realizim arasında fikri atkı ve hissi  çözgü ile mekik dokuyan, iliklerine kadar duygu işleyip ya akıl hastanesinde ya da Alpler'deki bir senatoryumda ardında tomarla kağıt bırakanlar...Onlardan olmak ister miydim...Oysa şimdi blutoothlu sistemimle müzik dinlerken tuşlarla
pek haşır neşir olmak zorunda kalmadan telefonumdaki sesli metin yazım programını mı kullanmaya başlasam diye içimden geçirirken, yazdıklarımın ne kadar bilinç akışı ne kadar çağrışım içerdiğini soruyorum kendime...
Duyguların derin derin coşkuların yüksek yüksek yaşandığı çağda olmamak....sörfün tepesinde olup rüzgarın seni sarmalayışını hissetmeden sekip gitmek.
..Gerçi benim gençliğim ucundan azıcık yakaladı duygu çağını...Ben pek onlardan olamadım...Duygularım beni aptallaştırıyor paniğiyle aklımın kısıtlı algısını duygularımı güdükleştirmeye hizmet ettirenlerden oldum...id-mid hakgetire...süper ego tavan...
Kişisel gelişme trendine yakalanmanın patikalarından hoplayıp 'mantıklı' sanat yapmayı tercih ettim:)))...Çocukluğumdan alıp beni, iz süreyim bir güzel şöyle, bütünleneyim dedim. Hem de selfi çekecegime başkaları beni çeksin... kendime de çaktırmadan...
Sosyal medyatik olabilirken her bir medenî birey, klasik medyayı kim ne yapsındı...Zaten enseste de alışıktı dünyamız. Ortak id-eolojisi sürüngen beynimizin...Biz oldu benlerimiz.. çoğaldık kendimizden, yettik gittik kendimize...
Bu değil miydi hedefimizdeki "insanlık" yoksa yanlış mı anladık....

Işıl 
Eylül '24

Yorumlar

Popüler Yayınlar