Şikayetlenme....

 Kader kime şikâyet edeyim seni...


Valla bana şikâyet etme de...

Hatta kimseye etme...

Otur efendi gibi bir bak bakalım...Şikayet ettiğin her kim, her ne ise...Dön etrafında.... Geç bi o taraftan, bir bu taraftan, bir alttan, bir üstten bak bakalım ne görücen...Öyle... "saldım lafı, hangi kıyıya vurursa" ile olmuyor. 

Laf senden çıkınca sen rahatlıyorsun eyvallah da...

Ortada kocaman bir gaz bulutu ortalığı kokutmaya devam ediyor.

Etrafında gördüğün herşey bir işlevi olduğu için orada bulunuyor...Suriyeli mültecisinden, tepesindeki reyizine...sokaktaki çöpünden, cehapeli teyzesine...

Ağzında bakla ıslanmayan dedikodu tacirinden, ağzından lafı cımbızla alamadığın ye kuşağı uşağına...

Kusana kadar yiyip, aç görmeyi zûl bileninden, ekonomi-politik, aman ne halt ettik diyemeyip, koşmaya devam ederken bayır aşağı patinaj çekenine...

Varillerde insan betonlayanından, fotoşopla adam avlayanına...

Daha..daha ve daha....

Hepsi işlevli ve işlevleri bitmeden sahneden çıkmayacaklar...

Dünya bir eşleşmeler alanı çünkü...

Biz bu dualite anlayışını baştacı edecek bilinçten çıkamadığımız sürece...

Birle biri toplayıp üçü bulmadığımız, biri birine çarpıp ikiye varmadığımız ve hala acısını biri birinden çıkarıp sıfırlayamadığımız sürece sıfıra sıfır elde var sıfır demekten başka çare yok tabii...

Onun için haklısın..Sen şikayete devam et...

Ediyorsan dinleyen olduğu içindir...


Işıl

Ağustos '20

Teşvikiye


http://malumgunlukler.blogspot.com

Yorumlar

Popüler Yayınlar