YAN YOL
Kalbi besleyen damarlar tıkanınca sistem yeni damarları devreye sokar. Sen de, tıkalı olanlar sistemi bloke edene dek kendini sağlıklı sanırsın...
İnsan maruz kaldığı davranışları anlarken o davranışın senin varlığında hangi noktaya yapılmış bir atış olduğunu kestirip o noktayla bir anlaşma yapmak yerine yaranın etrafına pansuman yapmayı daha kolay buluyor insiyaki...Ve hedefi kalbinden yakalayamayıp yıllarca orası burası sızlayarak dolaşıp ağrılarından şikayetlenmeyi normali haline getiriyor.
Kolay mı turnayı gözünden vurmak...
Dikkati hiç kaybetmeden, odağı sürekli kılmak...
Bi kere insan acının olduğu yere bakmak istemiyor ki.. Dedim ya refleks...
Çünkü zaten o alan zaafiyet alanın olmuş ömrünce...Ne görmek ne göstermek niyetindesin...Üstünü ört ki varlığını unutup, kendinden bile gizleyebilesin...Hatta üzerine gökdelenler dik, kale niyetine...
En güvenli yerin sansın her gören...
Ama geceleri etrafında dolaşıp, hep orada birşey unuttuğun, hatta ne unuttuğunu dahî unuttuğun rahatsızlığıyla kaçak kazı yap...Yapmayı unuttuğunda gelip eline biri bi' kazma, bi' kürek tutuştursun bir sözüyle, bir bakışı, bi' tavrıyla...
Öyle bi' gaza gel ki şantiye binası koy hatta, floresanlı olsun...Bin wattlık projektörlerle aydınlat...Hummalı çalışma efekti versin...İnsanlar oradan geçerken "Büyük yatırım var bu işte" desin...
Yetmez ki...Mahal yanlış, ışık yapay...
Oysa bir flaman ampul öyle mi? yanarak aydınlatan...
Dokunduğunda yanacağını bilmek, o sıcak ışığı hissetmek...
Sen için için, diktiğin kuleler alev alev yanmadan, yarayı dağlamadan, kendi bağrında ağlamadan, o kanı kalbine gürül gürül akıtmadan iyleşmek mümkün mü...
Işıl
Ocak '25
Yorumlar
Yorum Gönder