MİMARİ DEHA...HERMOGENES

 Mimariye olan merakım, arkeoloji eğitimim sırasında, beni Hellenistik mimarlığın detayları arasında dolaştırırken  "Hermogenes" çokça karşıma çıkan bir isim oldu. Sütun altlıklarına ilişkin lisans tezimi hazırlama sürecimdeki araştırmalar, onun, döneminin en başarılı mimarı olarak tapınak mimarisindeki bir çok önemli unsurun, usta bir uygulayıcısı olduğunu daha iyi kavramamı sağladı.

Yıllar sonra bu yazıyı yazmaya karar verip literatür taraması yaptığımda tarih boyunca araştırılmış ve çeşitli kaynaklarda adı geçmiş  olmasına rağmen, tarihçiler arasında, yaşadığı dönemle ilgili fikir birliğine varılamayan Mimar Hermogenes'e ilişkin  münferiden hazırlanmış tek bir Türkçe yayınla karşılaştım.
"Anadolu'lu Bir Mimar Hermogenes" adıyla yayınlanmış, Mustafa Şahin'e ait çalışma ( Ege Yay. 2002)  oldukça detaylı incelemelerin sonuçlarını içeriyordu ve Hermogenes'e ilişkin net olarak cevaplanmamış sorulara da bu bilgiler ışığında yanıt veriyordu.

Hermogenes'in ele alındığı en eski kaynak ise Vitrivius'un (MÖ.1.yy) yazdığı De Architectura isimli bir kitap...
Ayrıca Priene de bulunan ve mö. 200 civarına tarihlenen bir adak yazıtında "Harpalosoğlu Hermogenes bir tapınak adadı ve inşaasını üstlendi" ibaresi yeralır. Buradan da Hermogenes'in muhtemelen Priene'li olduğu düşünülür.
Mimarın yaşadığı ve eserlerini ortaya koyduğu dönem başta da belirttiğim gibi oldukça tartışmalı.
Vitrivius'un bahsinden sonra ilk kez 19. Yy sonuna doğru "Society of Dilettanti " mimarları Magnesia'daki Artemision'un kalıntılarını bulurlar ve ilk kez C.Humann burada kazılar yapar. Veriler M.Ö 3. Yy. ı öne çıkarır.
A. von Gerkan  2. yy. 2. yarısını hem mimari  özellikler hem tarihsel olaylar bazında telaffuz eden ilk kişidir. Doğan Kuban, A. Müfit Mansel, Abdullah Yaylalı, Orhan Bingöl bu konuda araştırmalar yapmıştır. Ekrem Akurgal "Anadolu Uygarlıkları" kitabının "Helenistik Mimari" başlığı altındaki bölümünde konuya etraflı yer verir.
W.B.Dinsmoor, W. Hoepfner, W.Koenigs'in de aralarında olduğu bir çok yabancı bilim adamının, uzmanlık alanlarının verileri zemininde yaptığı tarihlemeler de  M.Ö 3.yy. sonu - 2.yy. ortasına odaklanmayı destekler.
Hellenistik dönemdeki Anadolu'ya baktığımızda;
MÖ. 546 dan itibaren yaşanan Pers istilasının, Büyük İskender tarafından sonlandırılması, onun ani ölümu sonrasındaki  yönetim kaosu ve sonrasının, sanatsal yoğunluğun, manen ve maddeten oluşan imkansızlıklar sebebiyle azaldığı bir geçiş dönemi olduğunu görürüz.
Hermogenes'le ilgisi ne derseniz; 
Sözkonusu dönemde, ona ait olduğuna kesin gözü ile bakılan iki yapı; Teos'daki Dionysos Tapınağı ve Magnesia'daki Artemis Tapınağı'na ilişkin olarak, o dönem Teos ve Magnesia'nın da bu kaostan etkilenmiş iki şehir olması itibariyle, tartışmalı tarihlemelerden; M.Ö 3. yy. alternatifine şüpheyle bakmak gerekir.
Mustafa Şahin Dionysos Tapınağı'nın, Hermogenes'in kalfalık, Artemis tapınağının ise, stilinin tam anlamıyla oturması itibariyle ustalık eseri olduğu doğrultusundaki görüşünü, yukarıda sözünü ettiğim araştırmasında ifade eder ve eserlerini verdiği dönemi  M.Ö.180-130 arasına yerleştirir.
Hermogenes'e atfedilmek istenen
Pek çok eser bulunmasına karşılık ki bunlar arasında Magnesia Zeus Sosipolis tapınağı, Chrysa Apollon Smintheus tapınağı da vardır; Ona ait olduğu netleşmiş olanlar sadece başta belirttiğimiz iki tapınaktır. Priene'de bulunan adak yazıtında sözü edilen tapınak ise muhtemelen mimarın ilk dönemlerine ait başka bir yapıdır.
Hermogenes'e ait olduğu kesin olarak kabul edilen iki yapıdan ilki olduğu söylenen ve iki ayrı evresi bulunan Teos'daki Dionysos tapınağı, 11×6 sütunu ile bir hexastyle peripterostur. Eustyle sisteminde (1: 2.1/4 sütun alt çap ve sütun aralık oranı) planlanmıştır.
Ve mimari detayların bir simetri içinde oluşturulduğu görülür.
Dor tapınaklarına ait bir detay olan opisthodomos, frizler ve attika tipi altlıklar kullanılmıştır. Tapınağı çevreleyen 24 yivli sütünlar 30 adet olup ayrıca, 2 pronaosta, 2 de opisthodomosta simetrik olarak kullanılmıştır. Alınlıktaki süsleme detayları Hellenistik özellik taşır. Bu da 2. evrede (Hadrian dönemi) Hellenistik yapının yeniden inşaasından çok, esaslı bir onarımdan geçtiğini gösterir.

Ustalık eseri olan, Magnesia 'daki Artemis tapınağı Anadolu'daki en büyük Artemis tapınağı değildir ama Strabon'un da belirttiği gibi uyum ve incelik itibariyle en önemli tapınaklardandır.
İki evrelidir. Hermogenes öncesi evre geç 3.yy. dır.
Tapınak 8×15  sütunla, pseudodipteros planında çevrelenmiştir. Bu kez systylos a yaklaşan bir sütun aralığı uygulamıştır(1:1.3/4). Sütun altlıkları Attika tipidir. Pronaosun içinde 2, naosun içinde 6, ophistodomos ve pronaosun ante duvarları arasında ikişer sütun olacak şekilde, toplam 54 sütunludur.
Pronaos derinliği arttırılarak naosla aynı ölçüye getirilmiştir.  Opisthodomos da onların yarısı kadardır. Pronaostaki orta sütun aralıkları, ion mimarisinin özelliğine uygun şekilde, girişi belirginleştirecek açıklıkta olup  sütunların yerleştirilişi ile belirginleşen katı simetri Hermogenes'in öncülü olan Pytheos' u da aşmıştır.
24 yivli sütunların üzerindeki ion başlıkları, hem sütunun yiv detayını içeren tek parçadan oluşması, hem de süslemelerindeki çeşitlilik itibariyle yenilikçidir.
Yapıyı taşıyan sütunların sayıca azaltılması, üst yapının da hafifletilmesini gerektirdiğinden alınlıkta kapı ve pencerelerle boşluklar oluşturulmuş, fascia sayısı ikiye düşürülmüş metop ve trigliph yükseklikleri azaltılmıştır.
Bahsettiğimiz alınlık açıklıklarının, Hermogenes tarafından kullanımının başka bir amacı daha vardır; Epiphanie...
Ama ona geçmeden önce, Hermogenes'in döneminin en mahir uygulayıcısı, yenilikçiliğinin yanısıra mevcut eğilimleri mimari anlayışa tam anlamıyla yerleştirerek olgunlaştıran bir sanatçı olduğunu vurgulamak gerekir.
Pseudodipteros planlı daha eski tapınakların mevcudiyetinden yola çıkarak; sanılanın aksine, pseudodipteros planının yaratıcısı  olmamakla birlikte dönemin ihtiyaçları doğrultusunda bu planı kullanmış, halkın gereksinimini karşılayan boşluklar ve gezinti alanları yaratmış, ideal oranları, simetriyi ve mimarideki doluluk-boşluk kullanımıyla ışık gölge oyunlarını ustaca oluşturmuş bir mimardır.
Yukarıda sözünü ettiğimiz epiphanie ritüeli, işte bu noktada Hermogenes'in dehasıyla zirveye ulaşmıştır...

EPIPHANIE VE HERMOGENES
"Epiphanie" tanrıların mucizevi şekilde insanlara kendini göstermesi anlamına gelmektedir.
Uzun yıllar Artemision'da çalışmalarını sürdürmüş olan Orhan Bingöl'e göre, alınlıktakı açıklıkların, tapınağın içinde yeralan, ay tanrıçası Artemis'e ait kült yontusunu mucizevi bir şekilde, yılın belli bir ayında ve dolunayda batı alınlığının orta kapısından giren ışıkla  aydınlatmak üzere hesaplanmış olduğudur.
Geçmişe dönük hesaplamalardan da doğrulanabilen bu saptama, kentte bulunan bir yazıtta, dolunayda yapılan törenlerden bahisle de desteklenir...Altın kaplı heykel zifiri karanlıktan ay ışığı ile çıkar ve görünür hale gelir.

Böylelikle deha, hayal gücü ve ustalık, tarihin çeşitli dönemlerinde tekrar edeceği gibi,
toplum inancını destekleyen büyüyü yaratmaya aracılık etmiş ve bugüne ulaşan sanat yapıtlarını var etmiştir. 

Yorumlar

Popüler Yayınlar